15 Kasım 2009 Pazar
29 Ekim 2009 Perşembe
Erdemli Toplum
Erdemli Toplum
Sinan SEYDİOĞULLARI
Ekonomide küreselleşiyor, hukukta evrenselleşiyoruz. Gerçek katılıma, kendini gerçekleştirme özgürlüğüne ve şeffaflığa dayalı yönetim anlayışı çağdaş toplumun yapısını şekillendirecek gibi görünüyor.
Çağdaş demokrasilerde çoğunluğun değil, hukukun üstünlüğü esastır. Özgürlüklerin, hukukun üstünlüğüne dayanan demokratik otorite ile korunabildiği unutulmamalıdır. Ancak hak aramak ucuz, yargı ise kolay ulaşılabilir ve hızlı olmalıdır.
Adalet ve özgürlük tarihte hep önemsenen değerler olmuştur. Platon insanların birbirleriyle olan ilişkilerinde ve devlette bulunması gereken en önemli özelliğin adalet olduğunu söyler. Kutadgu Bilig’de, yönetimin “adil, faydalı, demokrat ve evrensel” olması gerektiğini belirten Yusuf Has Hacip devletin görevlerini “ekonomik istikrar, adil yasa ve güvenlik” olarak sıralar.
Nurettin Topçu’ya göre adil olabilmek için, özgür yaşayabilecek kadar kuvvete kavuşmak ve bu kuvveti benliğinde yaratmak gerekir.
Esasen devleti daha iyi işletmek vatandaşın demokratik dikkat ve uyanıklığıyla mümkündür. Haklarını savunabilen, yürekli ve özgürlüklerini tehdit eden unsurlara karşı “her zaman uyanık” olan vatandaş politikayı da oluşturma gücüne sahiptir.
N. Fazıl Kısakürek’in “bıçak soksan gölgeme, sıcacık kanım damlar ...” dizeleriyle vurgulamaya çalıştığı bireysel duyarlılık, zamanla kamu sorumluluğunu gönüllü olarak üstlenen etkin vatandaşı ortaya çıkartır. Vatandaşlık sadakati ve sorumluluğu, güçlü bir görev duygusuyla toplumsal dayanışmayı artırır ve etkili toplumu oluşturur.
Evet, herşeyden önce “iyi eğitimli, iyi yetişmiş; iyiliksever, alçakgönüllü, yiğit, doğru söyleyen ve doğru yapan” erdemli insanlara ihtiyaç vardır. Artık ülkelerin zenginliğini sahip oldukları insan kaynaklarının donanımı belirliyor. Kişinin yaratıcı gücü refahın kaynağı olarak görülüyor. Bireyin bütün kapasitesini ortaya koyabildiği ortamın varlığı, toplumun kendine güveninin anahtarı olarak kabul ediliyor.
İnsanoğlunu gerçekten mutlu eden şeyin fikir, vicdan ve ifade özgürlüğü olduğu biliniyor ve bundan dolayı düşünsel, etik ve kişisel gelişmeye ayrı bir önem veriliyor.
Farabi mutluluğa ulaşmak için yardımlaşan, birinin eksikliğini diğeriyle tamamlayan toplumun “erdemli toplum” olduğunu söyler.
J. J. Rousseau hiçbir kimsenin kişiliğini satmak zorunda kalacak kadar yoksul olmaması gerektiğini savunur. Aslında, yoksulluğun tahrip etmeyeceği erdem yoktur. Yoksulluğun başlıca nedenlerinden olan yolsuzlukların, rüşvet ve suiistimallerin panzehiri şeffaflıktır.
Ülkenin zenginlikleri kamunun ortak çıkarları için kullanıldığı ve “adam gibi” çalışıldığı sürece, yoksulluğun ortadan kalkacağından endişe duyulmamalıdır.
Erdemli toplum olabilmemiz, öncelikle adaletli gelir dağılımını ve demokratik vatandaşlık bilincini oluşturmamıza bağlıdır.
Etiketler:
Adalet,
Farabi,
necip fazıl,
nurettin topçu,
Rousseau,
Yusuf has hacip
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)