2 Mart 2019 Cumartesi

Sizi gidi soytarılar... Sinan SEYDİOĞULLARI


Sizi gidi soytarılar...
                                                           
                                                                                              Sinan SEYDİOĞULLARI                                            
                    * Bu yazı Nisan 2007'de Alanya Aktüel Dergisi'nde ve 04.06.2008 tarihli Memleketim Alanya Gazetesinde Hurşit Gürler mahlasıyla yayınlanmıştır.

          Başlarında öğretmenleri olduğu halde, plajlarda çöp toplayan ilköğretim okulu öğrencileri, sözde çevre bilincini yansıtıyormuş da, biz görememişiz... Hadi oradan...! 

          Plajlardaki çöpleri çocuklara toplatanlar, onların beden sağlığını tehlikeye atmakla kalmıyor, hizmet etme kültürünü o körpecik çocukların beyinlerine işliyorlar. Belki de, çevreyi kirletmenin cezasının çöp toplamak olduğunu göstermek istiyorlar. Peki, bu plajları kimler kirletiyor? Bu denizi kirletenler kimler? Çocuklar mı...? Hadi oradan, sizi gidi köle zihniyetliler, istismarcılar sizi... Milli eğitimin görevi, köle zihniyetli nesiller değil, sürü olmayan, uyanık ve hakkına sahip çıkan insanlar yetiştirmektir.

          Alanya’da sınıf mevcutları altmışı geçmişken, “ihtiyaç yoktur” diyerek, devlet okulu yapılacak alanları özel okullara peşkeş çeken yöneticiler, kendi geleceklerini sağlama almak uğruna, çocukların 15-20 kişilik sınıflarda okuma hakkını gasp etmişlerdir.

          Evet, kirleten bedelini ödemelidir. Memleketin fiziksel ve sosyal yapısını kirletenler, bunun hesabını vermelidir.

          Alanya’nın çarpık kentleşmesi ve çarpık turizm anlayışının temelinde çarpık kültür yatar. Para kazanma hırsı ve fırsatçılık, insanları yabancılaştırmış, nankörleştirmiş; paranın köleleştirdiği bir sürü adam müsveddesi ortalıkta dolaşır olmuştur. Türk ve İslam kimliğini göz ardı ederek, Alanya’nın sadece deniz, kum ve güneşini pazarlayanlar, üç kuruş fazla harcamamak için, otellerinin kanalizasyon pisliğini gece yarıları denize boşaltıyor ve kendileri denize girmiyorken, “mavi bayrak” soytarılığına soyunup şark kurnazlığı yapıyorlar.

          Emperyalizmin yeni adı olan küreselleşmenin küresini başkalarına, seline de kendilerini kaptıran gafiller, petrol ağırlıklı enerji ve ulaşım politikaları izleyen ve petrolün tamamına yakınını dışarıdan satın alan Türkiye’de, soytarılık yapıp küresel ısınmaya çare arıyorlar...! Teknolojiyi elde etmeden, bağımsız olunamayacağını dahi bilemeyen bu lahana beyinliler, beslendikleri yabancı kuruluşların dümen suyunda, onların borazanlığını yapıp sanayileşmeye ve teknolojiye karşı duruyor; bu memleketi teknoloji zengini ülkelerin hizmet alabileceği bir sayfiye yeri ya da piknik alanı olarak pazarlamaya çalışıyorlar.

           “Kale’yi seviyorsanız, lütfen anılarınızla birlikte çöplerinizi de götürün” diye yazan belediye tabelaları, turist gemilerinin geldiği günlerde trafiğe kapatılan yollar, çevreye bangır bangır müzik dinleten, film kaplı camları adamına göre söktürülen otomobiller, kentin orta yerinde kalan diskolar, mahalle aralarında egzoz patlatan motosikletler, eşsiz doğal ve kültürel bir miras olan Alanya Kalesi’nin kapısına kadar giden tur otobüsleri ve örenyerlerini turistlerle aynı giriş ücreti ödeyerek ziyaret edebilen TC vatandaşları... Bütün bunlar, kendi insanına saygı duymayan bir anlayışı ve acayip bir yönetimi sergiliyor...

          Hayırlı işler..! Bu memleket, elbet bir gün hak ettiği gibi yönetilir.