Sizi gidi soytarılar...
Sinan
SEYDİOĞULLARI
*
Bu yazı Nisan 2007'de Alanya Aktüel Dergisi'nde ve 04.06.2008 tarihli
Memleketim Alanya Gazetesinde Hurşit Gürler mahlasıyla yayınlanmıştır.
Başlarında öğretmenleri olduğu halde, plajlarda çöp
toplayan ilköğretim okulu öğrencileri, sözde çevre bilincini yansıtıyormuş da,
biz görememişiz... Hadi oradan...!
Plajlardaki çöpleri çocuklara
toplatanlar, onların beden sağlığını tehlikeye atmakla kalmıyor, hizmet etme
kültürünü o körpecik çocukların beyinlerine işliyorlar. Belki de, çevreyi
kirletmenin cezasının çöp toplamak olduğunu göstermek istiyorlar. Peki, bu
plajları kimler kirletiyor? Bu denizi kirletenler kimler? Çocuklar mı...? Hadi
oradan, sizi gidi köle zihniyetliler, istismarcılar sizi... Milli eğitimin
görevi, köle zihniyetli nesiller değil, sürü olmayan, uyanık ve hakkına sahip
çıkan insanlar yetiştirmektir.
Alanya’da sınıf mevcutları
altmışı geçmişken, “ihtiyaç yoktur” diyerek, devlet okulu yapılacak alanları
özel okullara peşkeş çeken yöneticiler, kendi geleceklerini sağlama almak
uğruna, çocukların 15-20 kişilik sınıflarda okuma hakkını gasp etmişlerdir.
Evet, kirleten bedelini
ödemelidir. Memleketin fiziksel ve sosyal yapısını kirletenler, bunun hesabını
vermelidir.
Alanya’nın çarpık kentleşmesi ve
çarpık turizm anlayışının temelinde çarpık kültür yatar. Para kazanma hırsı ve
fırsatçılık, insanları yabancılaştırmış, nankörleştirmiş; paranın
köleleştirdiği bir sürü adam müsveddesi ortalıkta dolaşır olmuştur. Türk ve
İslam kimliğini göz ardı ederek, Alanya’nın sadece deniz, kum ve güneşini
pazarlayanlar, üç kuruş fazla harcamamak için, otellerinin kanalizasyon
pisliğini gece yarıları denize boşaltıyor ve kendileri denize girmiyorken,
“mavi bayrak” soytarılığına soyunup şark kurnazlığı yapıyorlar.
Emperyalizmin yeni adı olan
küreselleşmenin küresini başkalarına, seline de kendilerini kaptıran gafiller,
petrol ağırlıklı enerji ve ulaşım politikaları izleyen ve petrolün tamamına
yakınını dışarıdan satın alan Türkiye’de, soytarılık yapıp küresel ısınmaya
çare arıyorlar...! Teknolojiyi elde etmeden, bağımsız olunamayacağını dahi
bilemeyen bu lahana beyinliler, beslendikleri yabancı kuruluşların dümen
suyunda, onların borazanlığını yapıp sanayileşmeye ve teknolojiye karşı
duruyor; bu memleketi teknoloji zengini ülkelerin hizmet alabileceği bir
sayfiye yeri ya da piknik alanı olarak pazarlamaya çalışıyorlar.
“Kale’yi seviyorsanız, lütfen anılarınızla
birlikte çöplerinizi de götürün” diye yazan belediye tabelaları, turist
gemilerinin geldiği günlerde trafiğe kapatılan yollar, çevreye bangır bangır
müzik dinleten, film kaplı camları adamına göre söktürülen otomobiller, kentin
orta yerinde kalan diskolar, mahalle aralarında egzoz patlatan motosikletler,
eşsiz doğal ve kültürel bir miras olan Alanya Kalesi’nin kapısına kadar giden
tur otobüsleri ve örenyerlerini turistlerle aynı giriş ücreti ödeyerek ziyaret
edebilen TC vatandaşları... Bütün bunlar, kendi insanına saygı duymayan bir
anlayışı ve acayip bir yönetimi sergiliyor...
Hayırlı işler..! Bu memleket,
elbet bir gün hak ettiği gibi yönetilir.