"Bakü Fatihi" Nuri
Killigil Paşa
Sinan SEYDİOĞULLARI
Türkiye'nin
ilk özel silah tasarımcılarından biridir. I.
Dünya Savaşı sırasında Azerbaycan'da "Bakü
fatihi" olarak adlandırıldı. Örgütçü ve girişimci bir kahramandı. Hristiyan
Gagavuz Türk'ü olan ve Türkiye'ye göçmen olarak gelen ailesi sonradan
Müslüman oldu. Soyadı Ukrayna'da bir kasabanın adı olan Killi'den gelir. Enver
Paşa ağabeyi, Rauf Orbay'ın eşi Mediha Hanım kız kardeşi, Halil Kut Paşa ise amcasıdır.
Trablusgarp'ta İtalyanlara karşı savaştı. 1918'de oluşturduğu Kafkas İslam
Ordusu'yla Azerbaycan ve Dağıstan'da katliam yapan Ermeni ve Rus güçlerini
yendi, Bakü ve Dağıstan'ı işgalden kurtardı. Mehmet Emin Resulzade, Bakü'nün 15
Eylül 1918'de Bolşevik ve Ermeni işgalinden kurtarılması üzerine şöyle konuşur: "Siyasi ufukta, kara bulutlar görünse de, bunlara karşı Nuri paşalarımız gibi zulmü kovan nurlar vardır."

1929'da
İstiklal Madalyası aldı. 1930'da Zeytinburnu'nda kurduğu fabrikada yarı otomatik 9 mm'lik tabanca ve
mermi üretmeye başladı. Gerçek anlamda bir savunma sanayisi kurmak amacıyla
fabrikasını 1938'de Sütlüce'ye taşıdı. Seri ve endüstriyel olarak üretilen uçak ve el bombaları
gibi çeşitli silah ve cephane tasarımları geliştirdi. Aynı dönemde Türk girişimci Şakir Zümre'nin de fabrikaları vardı. Devlet destekli tabanca,
tüfek, motor ve makineler üretmeye, Türk ordusunun havan, havan topu mermisi,
piyade tüfeği mermisi, kapsül, tahrip kalıbı, gaz maskesi gibi askeri malzeme
ihtiyacını karşılamaya başladı. II. Dünya Savaşı'ndan sonra ABD'nin Türkiye'ye bedeli karşılığında yaptığı askeri yardımlar ve fiyat konusunda yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle,
devlet silah alımını kesti. 1948'de İsrail Devleti'nin kurulmasıyla İsrail'e
savaş açan, ancak yenilip anlaşma yapmak zorunda kalan Mısır, Ürdün ve Suriye'den
ve hatta Pakistan'dan yüklü oranda silah, havan topu ve cephane siparişleri
aldı ve 1949'da bunları göndermeye başladı. BM Güvenlik Konseyi Suriye ve Mısır'a
silah ambargosu koydu. Depoda Suriye için yapılmış iki bin havan mermisi vardı.
2 Mart 1949 günü saat 16:50
sıralarında fabrikada yangın çıktı. Art arda üç büyük patlama oldu. Fabrikada
9 memur, 7 usta, 6 hizmetli, 105 işçi ve Nuri Killigil vardı. Patlamalarda
aralarında Nuri Killigil ve 6 itfaiyecinin de bulunduğu 27 kişi hayatını
kaybetti. Fabrikada çalışan Yahudi işçilerin hepsinin o gün izin almış olduğu
söylendi. TBMM'nin patlamayla ilgili yaptığı gizli oturumun tutanakları "devlet sırrı" olduğu
gerekçesiyle açıklanmadı. Kolunun yarısı ve ayağının bir parçası bulunabilen
Nuri Killigil ile birlikte ölen 15 kişinin kömürleşmiş ceset parçaları 7 Mart'ta kılınan toplu cenaze namazı sonrası Edirnekapı Nuri
Killigil Fabrikası Şehitliği'nde toprağa verildi. 20 gün sonra, 22 Mart'ta Nuri
Paşa'nın cesedinin büyük bir parçası bulundu. İstanbul Müftüsü Ömer Nasuhi
Bilmen'in cesedin bir parçası için cenaze namazı kılınamayacağını bildirmesi
üzerine, ceset parçası 24 Mart'ta dini bir tören yapılmadan, annesinin
mezarının yanında toprağa verildi. Protesto gösterileri yapılabileceğinden
cenaze namazına izin verilmediği söylendi. 28 Mart 1949'da Türkiye İsrail'i
tanıyan ilk Müslüman ülke oldu.