13 Kasım 2019 Çarşamba

"Bakü Fatihi" Nuri Killigil Paşa Sinan SEYDİOĞULLARI

"Bakü Fatihi" Nuri Killigil Paşa

                                                                                                   Sinan SEYDİOĞULLARI


            Türkiye'nin ilk özel silah tasarımcılarından biridir. I. Dünya Savaşı sırasında Azerbaycan'da "Bakü fatihi" olarak adlandırıldı. Örgütçü ve girişimci bir kahramandı. Hristiyan Gagavuz Türk'ü olan ve Türkiye'ye göçmen olarak gelen ailesi sonradan Müslüman oldu. Soyadı Ukrayna'da bir kasabanın adı olan Killi'den gelir. Enver Paşa ağabeyi, Rauf Orbay'ın eşi Mediha Hanım kız kardeşi, Halil Kut Paşa ise amcasıdır. Trablusgarp'ta İtalyanlara karşı savaştı. 1918'de oluşturduğu Kafkas İslam Ordusu'yla Azerbaycan ve Dağıstan'da katliam yapan Ermeni ve Rus güçlerini yendi, Bakü ve Dağıstan'ı işgalden kurtardı. Mehmet Emin Resulzade, Bakü'nün 15 Eylül 1918'de Bolşevik ve Ermeni işgalinden kurtarılması üzerine şöyle konuşur: "Siyasi ufukta, kara bulutlar görünse de, bunlara karşı Nuri paşalarımız gibi zulmü kovan nurlar vardır."




            1929'da İstiklal Madalyası aldı. 1930'da Zeytinburnu'nda kurduğu fabrikada yarı otomatik 9 mm'lik tabanca ve mermi üretmeye başladı. Gerçek anlamda bir savunma sanayisi kurmak amacıyla fabrikasını 1938'de Sütlüce'ye taşıdı. Seri ve endüstriyel olarak üretilen uçak ve el bombaları gibi çeşitli silah ve cephane tasarımları geliştirdi. Aynı dönemde Türk girişimci Şakir Zümre'nin de fabrikaları vardı. Devlet destekli tabanca, tüfek, motor ve makineler üretmeye, Türk ordusunun havan, havan topu mermisi, piyade tüfeği mermisi, kapsül, tahrip kalıbı, gaz maskesi gibi askeri malzeme ihtiyacını karşılamaya başladı. II. Dünya Savaşı'ndan sonra ABD'nin Türkiye'ye bedeli karşılığında yaptığı askeri yardımlar ve fiyat konusunda yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle, devlet silah alımını kesti. 1948'de İsrail Devleti'nin kurulmasıyla İsrail'e savaş açan, ancak yenilip anlaşma yapmak zorunda kalan Mısır, Ürdün ve Suriye'den ve hatta Pakistan'dan yüklü oranda silah, havan topu ve cephane siparişleri aldı ve 1949'da bunları göndermeye başladı. BM Güvenlik Konseyi Suriye ve Mısır'a silah ambargosu koydu. Depoda Suriye için yapılmış iki bin havan mermisi vardı.

2 Mart 1949 günü saat 16:50 sıralarında fabrikada yangın çık­tı. Art arda üç büyük patlama oldu. Fabrikada 9 memur, 7 usta, 6 hizmetli, 105 işçi ve Nuri Killigil vardı. Patlamalarda aralarında Nuri Killigil ve 6 itfaiyecinin de bulunduğu 27 kişi hayatını kaybetti. Fabrikada çalışan Yahudi işçilerin hepsinin o gün izin almış olduğu söylendi. TBMM'nin patlamayla ilgili yaptığı gizli oturumun tutanakları "devlet sırrı" olduğu gerekçesiyle açıklanmadı. Kolunun yarısı ve ayağının bir parçası bulunabilen Nuri Killigil ile birlikte ölen 15 kişinin kömürleşmiş ceset parçaları 7 Mart'ta  kılınan toplu cenaze namazı sonrası Edirnekapı Nuri Killigil Fabrikası Şehitliği'nde toprağa verildi. 20 gün sonra, 22 Mart'ta Nuri Paşa'nın cesedinin büyük bir parçası bulundu. İstanbul Müftüsü Ömer Nasuhi Bilmen'in cesedin bir parçası için cenaze namazı kılınamayacağını bildirmesi üzerine, ceset parçası 24 Mart'ta dini bir tören yapılmadan, annesinin mezarının yanında toprağa verildi. Protesto gösterileri yapılabileceğinden cenaze namazına izin verilmediği söylendi. 28 Mart 1949'da Türkiye İsrail'i tanıyan ilk Müslüman ülke oldu.