Osmanlı'nın
Diz Çöktüğü Yıllar
Sinan
SEYDİOĞULLARI


Balo
olayının hemen ardından Fransız Büyükelçisi, Şubat 1856'da Fransa'nın en
itibarlı nişanı olan Legion d'honneur Büyük Haç Nişanı'nı Sultan I. Abdülmecit'e
sunar. Amerikalı misyonerler ile İngiliz Büyükelçisi işbirliğiyle Sultan I.
Abdülmecit 18 Şubat 1856'da Islahat Fermanı'nı yayınlar. Ferman gayrimüslimlerin
hukuki ve yargısal ayrıcalıklarını artırır; patriklerin hayat boyu seçilmesi,
cemaatlerin ruhani reislerine maaş bağlanması, azınlık binalarının tamiri veya yeniden
yapılması, cemaatlerin okul açabilmesi ve yabancıların taşınmaz sahibi
olabilmesine imkan sağlar. Müslümanların üstünlük duygusu bütünüyle yıkılır.
19.yy
ortalarında İngiltere'nin koruması altında olanların sayısı bir milyona
yaklaşır. Osmanlı tebaasından olan bazı gayrimüslimlerin yabancı bir ülkenin
vatandaşlığına geçerek kazandığı korunma statüsü Osmanlı ülkesinde avantajlı
bir şekilde ticaret yapmaya, bazı hukuki-cezai yaptırımlar ve vergilerden ayrı
tutulmaya yarıyordu. 1856'da başlayan demiryolu imtiyazları için
İngiliz, Fransız, Avusturyalı, Belçikalı ve Alman yabancı şirketlere kilometre
garantisi verilir. Şirketlerin zararları devlet bütçesinden karşılanır.
İngiltere
Kraliçesi Victoria
Büyük
Britanya asalet rütbelerinin en büyüğü sayılan Garter Şövalyesi Nişanı'nı
(Dizbağı Nişanı) Osmanlı Sultanı I. Abdülmecit’e sunulmak üzere, 1 Kasım
1856'da özel
olarak gönderir.
Dizbağı Nişanı, 12 Aralık 1856'da kraliçe adına İngiltere Büyükelçisi Stratford
Canning tarafından İstanbul'da
sultana
sunulur. Halife Sultan I. Abdülmecit nişanı kabul eder ve ambleminde "Onun (Haçın) kötülüğünü düşünene lanet
olsun" yazan bu Hristiyan tarikatının 717 numaralı ve ilk Hristiyan
olmayan üyesi olur. Büyükelçi Stratford Canning Bodrum Kalesi'ndeki heykelleri Sultan I.
Abdülmecit'in hediyesi olarak İngiltere'ye götürür.
Sultan
Abdülaziz (1830-1876) döneminde, 1863'te İngiliz sermayeli Bankı Osmani
(Ottoman Bank) ile Fransız Mayer Amschel Rothschild mali grubunun eşit
ortaklığıyla İstanbul'da Osmanlı Bankası (Bankı Osmanii Şahane) kurulur; kağıt para basma yetkisi Osmanlı
Bankası'na verilir. 1863'te Amerikan misyonerlerinin İstanbul'da açtığı Robert
Koleji'nde Bulgaristan’ın bağımsızlığını sağlayacak kadrolar yetiştirilir. 1867'de
Amerikalı ve Avrupalıların desteklediği Siyonist gruplar Osmanlı Filistin
bölgesine yerleşmeye başlar.
18
Temmuz 1867'de İngiltere Kraliçesi Victoria, Avrupa gezisine çıkan Halife
Sultan Abdülaziz’e bir İngiliz savaş gemisinde, İngiltere’nin en yüksek
şövalyelik nişanı olan, haç şeklindeki Dizbağı Nişanı'nı verir ve onu Garter
Şövalyesi olarak ilan eder.
1874'te
genel borçlar vb için Osmanlı Bankası ve diğer kuruluşlardan %5 yıllık faiz
oranıyla, 44 milyon Osmanlı altın lirası borç alınır; komisyon vb sonrası ele
geçen ancak 19,14 milyon Osmanlı altın lirasıdır. Bu borçla birlikte Osmanlı
Bankası'na Hazine Bankası statüsü tanınır. Batılılaşma adına devlet soyulmakla
kalmaz; Fransız mürebbiyeler ve alafranga hayat tarzı Osmanlı konaklarına girer;
Fransız edebiyat eserleri Türkçeye çevrilir; Batı hayranı, geleneklerle
hesaplaşan oyunlar, makaleler, hikayeler ve romanlar yazılmaya başlar. Sultan
Abdülaziz döneminde Osmanlı Devleti, yıllık
faiz ve anapara taksitleri toplamı yaklaşık 14 milyon lira tutan borçlarından
dolayı 6
Ekim 1875'te mali iflasını, Nisan 1876'da ise
bütün borçların ödenmesini tamamen durdurarak, moratoryum ilan eder.
Sultan
II. Abdülhamit (1842-1918) döneminde 24 Nisan 1877'de başlayan, "93 Harbi" olarak da bilinen
Osmanlı-Rus Savaşı'nda Osmanlı ordusu, Balkan ve Kafkas cephelerinde bozguna
uğrar. Plevne'de 10 bin Türk asker-sivil Ruslara teslim olduğu halde acımasızca
katledilir. Sibirya'ya sürülen 43 bin Türk askerinden ancak 12 bini geri döner.
Plevne'deki Türk sivil kaybı 50 bini bulur. Tuna Nehri'nin batısında yaşayan
Türk nüfus Rus, Bulgar ve Sırplar tarafından göçe zorlanır ve katledilir. Bazı
bölgelerde düşman eline geçmesin diye Türk kadın ve çocuklar, aileleri
tarafından öldürülür. Malını, mülkünü bırakıp, Türkiye'ye ulaşmaya çalışanların
çoğu yolda açlık, soğuk ve salgın hastalıklar nedeniyle hayatını kaybeder. Balkanlar'dan,
Karadeniz kuzeyinden ve Kafkaslar'dan Anadolu ve Rumeli'ye 2 milyon göçmen
gelir; yaklaşık 250 bin kişi kaybolur, 300 bin Müslüman öldürülür. Ruslar
İstanbul Yeşilköy'e kadar ilerler, İngiltere'den yardım istenir.

İzmir, İstanbul, Trabzon, Erzurum,
Kayseri, Urfa, Sivas ve Van'da kilise, yemekhane, okul, çocuk yuvası, sağlık
merkezi ve çocuk bahçeleri açan Amerikalı
Protestan misyonerler 1878'de Elazığ Harput'ta Ermeni Koleji açar. Amerikalı
misyonerler bu dönemde Merzifon, İzmir, Antep, Maraş ve Tarsus'ta açtıkları
kolejlerde de Hristiyan azınlıkların çocuklarını eğitir, Osmanlı'ya karşı
bilinçlendirir. Protestan misyonerler Ermeni, Rum, Hristiyan, Arap, Nasturi,
Süryani ve Kürtlerin ayaklanmalarında rol oynar. 19. yüzyılda Rusya, Amerika, Fransa,
İngiltere, Almanya ve İtalya Osmanlı ülkesinde bu etkinliklerini sürdürür. Misyoner
okullarında eğitilen, ABD'ye götürülüp, vatandaşlığa geçirilerek, dokunulmazlık
kazandırılan Ermeniler Osmanlı topraklarına geri dönüp, özgürlük propagandası
yapar.
Sultan
II. Abdülhamit Osmanlı Devleti'nin yıllık faizi 3 milyon lira olan toplam 141,5
milyon liralık borcunu ödemeyi kabul eder. Bunun için tuz ve tütün tekeli,
damga resmi-pul, içkiler, ispirto üzerinden alınan vergi ve resimler, balık avı
vergi ve resimleri ile bazı vilayetlerin ipek aşarı gelirlerini 20 Aralık
1881'de kurulan ve İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Avusturya-Macaristan ve
Osmanlı devletlerinden birer üye ile Galata bankerlerinin bir temsilcisinin
bulunduğu bir komisyon tarafından yönetilen Osmanlı Kamu Borçları İdaresi'ne (Düyunu
Umumiye) bırakır. Devleti gerçek anlamıyla bir yarı sömürge durumuna getiren
Düyunu Umumiye İdaresi Lozan Barış Antlaşması'na değin çalışır.