19 Ağustos 2022 Cuma

Korsanlar Yurduna Doğru Seyahat Sinan SEYDİOĞULLARI

        Sabahın erken saatleri... Çoğunlukla günübirlik yaptığımız turlardan birine daha çıkmak üzereyiz. Bu defa Kemer, Çıralı, Olimpos, Adrasan ve Kumluca’yı dolaşıp dönmeyi planlıyoruz.

         Kahvaltıyı Antalya civarında yapmak üzere Alanya’dan yola koyuluyoruz. Akdeniz solumuzda, göz alabildiğince uzanıyor. Antalya’dan Kemer yoluna giriyoruz. Sıçan adasını geçiyoruz. Kahvaltıyı, Küçükçaltıcak’ta yapmaya karar veriyoruz. Bizim gibi erken kalkanlar istediği masaya oturmuşlar. Biz de beğendiğimiz bir masa seçiyoruz. Bizim ekibin kahvaltı geleneğinde, Adil arkadaşımızın getirdiği tulum peyniri var...
 

Resim: Sıçan adası

Resim: Çaltıcak Kıyıları

Çaltıcakları, Beldibi ve Göynük’ü geçip Kemer’e ulaşıyoruz. Sağımızda, yüksek bir sur gibi uzanan Beydağları var. Antalya Sarısu’dan Gelidonya burnuna kadar uzanan kıyı kesimi, bazı yerleşim yerleri hariç, Olimpos-Beydağları Sahil Milli Parkı sınırları içerisinde yer alıyor. 2366 m yüksekliğindeki Tahtalı Dağı’nın da içinde yer aldığı park alanında Olympos, Phaselis, Gagai, Idyros antik kent kalıntıları, Chimaera (Yanartaş) oluşumu, Çıralı ve Adrasan başta olmak üzere, orman ve denizin kucaklaştığı birçok koy ve kumsal bulunuyor.

        Tahtalı Dağı’nı geride bırakmışken, Çıralı yol ayrımından sola sapıyoruz. Çıralı’daki günübirlik alandan 1200 basamaklı taş merdivenle çıkılan dağın yamacında, dallarına çaputlar bağlanmış ağaçların yanından geçiyor ve çatlaklarından doğal gaz sızan kurşun rengi kayalara ulaşıyoruz.

Resim:Yanartaş 1

Resim:Yanartaş 2 

Mitolojiye göre, madencilik tanrısı Hephaistos atölyelerini yanardağların içine kurduğundan, Olympos antik kentinin kutsal alanı olan Yanartaş bu tanrıya adanmış. Chimaera’daki kalıntılar arasında Hephaistos tapınağı ve 5. yüzyıla tarihlenen üç nefli kilise bulunuyor. İlkçağdan beri yandığı tahmin edilen Likya’nın Sönmeyen Ateşi, dönemin insanlarınca kutsal sayılmış ve mitolojik canavar Khimaira buradan doğmuş. Mitolojide, Ephyra kralı Glaukos’un oğlu Hippones, bir av partisinde Belleros adlı birisini kazayla öldürür ve Belleros’u yiyen anlamına gelen Bellerophontes adını alır. Homeros’un anlattığına göre, Ephyra’dan sürülen Bellerophontes Tiryns kralı Proitos’a sığınır. Kralın karısı Anteia, aşık olduğu bu yakışıklı delikanlıya duygularını açıkça belli eder, ancak reddedilince krala giderek, Bellerophontes’in kendisine zorla sahip olmak istediğini, karşı koyması sonucu elinden ancak kurtulabildiğini söyler. Kral delikanlıyı kendi eliyle öldürmek istemez. Çağırıp eline bir mektup verir ve onu kayınpederi olan Likya kralına götürmesini emreder. Mektupta, mektubu getirenin derhal öldürülmesi istenmektedir. Kral ise ondan, Olympos civarında yaşayan Khimaira canavarını bulup öldürmesini ister. Bellerophontes aslan başlı, keçi gövdeli, yılan kuyruklu ve soluğu alevler saçan Khimaira canavarını öldürmek için yola koyulur. Yolda karşısına çıkan kanatlı at Pegasos’u yakalar ve ona binip canavarın yaşadığı yere doğru uçar. Yere inerken, mızrağını canavarın ağzından içeri sokmayı başarır ve onu yerin yedi kat dibine gömer. Mızrağın ucunda bulunan kurşunlar canavarın alevler saçan soluğuyla erir, etini dağlayıp yakar ve korkunç ejderha bu şekilde ölür. Ancak yerin altından, Khimaira’nın ağzından çıkan ateş hiç sönmez.  

         Ekibimizdeki itfaiyeci arkadaş, “Bu ateş niçin sönmüyor?” diye incelemeler yapıyor ve Yanartaş’tan dönüyoruz. Sağımızda solumuzda, karabuba dedikleri karanfil çiçekleri görüyoruz... Buradan Olympos antik kentine ve oradan sahile geçiyoruz.

         İlk Olympos kentinin Adrasan koyu kuzeyindeki Musa Dağı’nın zirvesinde kurulduğu, Olympos antik kentinde yapılan olimpiyat oyunlarında, atletlerin Chimaera’nın kutsal ateşiyle tutuşturdukları meşalelerle kente doğru koştukları ve günümüzde yakılan olimpiyat meşalesinin Chimaera’nın sönmeyen ateşinin sembolik bir ifadesi olduğu söyleniyor. Olympos ve Phaselis kentleri, tarihte korsanların yurdu olarak biliniyor. MÖ 80 dolaylarında, Kilikyalı korsanların Akdeniz kıyılarındaki egemenliğini kırmak isteyen Romalılar önce korsanların donanmasını denizde yeniyor, sonra korsanbaşı Zeniketes’in barındığı Olympos’u kuşatıyor. Umutsuz duruma düşen Zeniketes oturduğu evi ailesiyle birlikte ateşe vererek intihar ediyor. 

Resim: Olimpos

        Resim: Adrasan Koyu                   

    Musa Dağı’nı, bir de Adrasan koyundan seyrediyoruz. Likya yolunu tutanlar var civarda. Buradan Karaöz limanına kadar iniyoruz. Zaman insanoğlunun hükmedemediği şey... Zaman yetmiyor. 

    

Resim: Karaöz

1 yorum: