Güvenlik ve savunma politikalarını kurumsal olarak
neredeyse tümüyle NATO’ya devreden Türkiye, ihtiyaçlarının çoğunu ABD’den ve
diğer NATO müttefiklerinden karşılıyordu. Bu durumda, haliyle bağımsız kararlar
alamıyordu.
Türkiye ile ABD arasında 15 Ocak 1957'de imzalanan İstimlak ve Müsadere
Garantisi Antlaşması'yla, Türkiye'de yatırım yapan herhangi bir Amerikan
vatandaşının mal varlığı zor alım yapıldığı veya kamulaştırıldığı takdirde, o
mal varlığının değerinin Amerikan hükümetince takdir edilmesi ve dolar olarak
ilgili Amerikan vatandaşına ödenmesi kararlaştırıldı.
Hükümet
Mart 1957'de ABD don yağlarının yalnız sabun üretiminde kullanılmasına, önemli
bir ihraç maddesi olan zeytinyağından sabun
üretilmemesine karar verdi.
Sovyet
lideri Kruşçev 28 Haziran 1957'de, Sovyet Komünist Partisi Merkez Komitesi
Toplantısı'nda Stalin dönemi politikalarının Türkiye'yi Batı Bloğu'na ittiğini
belirterek, "Türkiye'ye yönelik
yanlış politikamızla Amerikan emperyalizmine yardım ettik" dedi.

MKEK'te 1957’de silah, mühimmat, roket ve dişli imalatı için NATO
standartlarında Mühimmat
Fabrikası oluşturuldu.
20 Ocak 1958'de ve ek olarak 25 Haziran
1958'de ABD
ile imzalanan
Tarım
Ürünleri Fazlalıkları Antlaşması'yla ABD buğday, yemlik hububat, soya fasulyesi,
soya fasulyesi yağı, pamuk yağı, tereyağı, peynir, yağlı ve yağsız süt tozunu
taşıma ücreti dahil 52 milyon dolar
karşılığında Türkiye'ye sattı.

"Amerika'ya karşı çıktınız mı,
muhalifiniz sizi aç mı kalalım, Rusya'nın kucağına mı düşelim diyerek susturuyor.
Korkularla şartlandırılmış olan milyonlar ne Amerika'nın ne de Rusya'nın
hegemonyasına girmeden karnımızı doyurup, yurdumuzu savunabileceğimizi
düşünemez hale gelmişlerdir" diyen ve 60'ın üzerinde kitap
yazmasına rağmen profesör olamayan, biyokimyacı Doç. Dr. Osman Nuri Koçtürk
(1918-1994), 1950'li yıllarda ABD süt tozunda kansere yol açan aflatoksin
mantarı bulunduğunu ispat etti. ABD süt tozu ancak yıllar sonra yasaklanabildi.
Kalp damar hastalıkları ve kolesterol sorunlarına yol açtığı sonradan ortaya
çıkan ABD soyası, margarini ve buğdayının topraklarımızı ve insanlarımızı
zehirleyeceğini söyledi. Koruyucu hekimliğin önemini anlattı; et yemeyi,
tarhana yapmayı ve tüketmeyi önerdi. Bundan dolayı "Tarhana Osman" olarak da anıldı.
1958’de ABD Türkiye’den önemli miktarda kaçak uyuşturucu
madde girdiğini söyleyerek, haşhaş ekiminin yasaklanmasını istedi. Bu isteği reddeden Menderes, Amerikan
kredisi ile bir alkaloit fabrikası kurulmasını önerdi. Böylece köylülerin haşhaş kapsüllerini
çizip afyon elde etmeden, haşhaşı devlete vermesi sağlanacak
ve kaçakçılığın önüne geçilecekti. Ancak kendi ürettiği alkaloiti, Türkiye’nin de
aralarında bulunduğu birçok ülkeye satan ABD bunu kabul etmedi.
1958
yılında Almanya’dan gelen Amerikan deniz piyadeleri "Türk hükümetinin iznini" bile beklemeye gerek duymadan İncirlik Üssü’nden Ürdün’e gitti. İncirlik Üssü, NATO Antlaşması'na aykırı olmasına rağmen,
1958'de ABD'nin Lübnan Krizi'ne müdahalesi sırasında ilk defa bir harekat
çerçevesinde kullanılmıştır.
ABD, 14 Temmuz 1958'de Irak'ta Nuri
Said rejiminin darbe ile devrilmesinin ardından, bütün Ortadoğu'yu Sovyetlere
ya da Nasır milliyetçiliğine kaptırma gerçeği ile yüz yüze gelmişti. Irak
darbesinin ertesi günü, Cumhurbaşkanı Chamoun'un isteği ile ABD, Lübnan'a ilk etapta 15 000
deniz piyadesi gönderdi. Türk hükümeti adına Dışişleri Bakanı Zorlu, 15 Temmuz
günü, ABD'ye Lübnan'daki kuvvetlere destek vermek için İncirlik üzerinden yeni
kuvvetlerin taşınmasına, operasyona katılacak yaklaşık 75 adet savaş uçağının
üssü kullanmasına ve yedek mühimmatın ve malzemenin burada depolanmasına sözlü
olarak izin verdi. 1958 Temmuz'unda, Türk gazeteciler Türk yetkililerce
İncirlik Üssü’ne alınmadı, oysa daha önce Amerikalı gazetecilerin üssü
ziyaretine izin
verilmişti.
1958'de
yaşanan
yüksek enflasyon ve Türk lirasının yabancı paralar karşısında değerinin aynı
kalması, ithalatı cazip hale getirdi, bu da dış ticaret açığının büyümesine,
borçların ödenememesine neden oldu ve 4 Ağustos 1958'de Türk lirası %221
oranında devalüe edildi ve 2,80 TL olan
dolar 9 TL'ye yükseldi. IMF Türkiye'ye 250 milyon dolar kredi açtı ve ayrıca
600 milyon dolar tutarındaki borcu erteledi.
20
Kasım 1958'de ABD'yle yapılan ve TBMM'nin onayına sunulmayan gizli bir
anlaşmayla İncirlik, Malatya, Diyarbakır, Çiğli ve Eskişehir üsleri ABD'nin
Ortadoğu'ya yönelik operasyonel üsleri
haline getirildi.
5
Mart 1959'da ABD ile imzalanan Güvenlik İşbirliği Antlaşması'yla, Türkiye'ye
bir tecavüz olması halinde, talebi üzerine Türkiye'ye yardım etmek için ABD'nin,
silahlı kuvvetlerin kullanılması da dahil her türlü harekete girişeceği,
Türkiye'nin ulusal bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü kendi ulusal çıkarı ve
dünya barışı için yaşamsal kabul ettiği ve Türkiye'ye ekonomik yardıma devam
edeceği teyit edilmiştir.
5 Kasım 1959’da Amerikalı Albay Morrison, Çankaya’da bir
gece kulübünde içki içip eğlendikten sonra yolda yürüyen 11 (on bir) Türk askerine
arabası ile çarparak birinin ölümüne diğerlerinin ise yaralanmalarına neden
olmuştu. Tutuklanan albay için bilgi istendiğinde, albayın olay sırasında görev
başında olduğuna dair resmi belgenin verilmesi ile mahkeme sanığı Amerikan
makamlarına teslim etmiş ve kendisi kazanın üstünden bir gün geçmeden serbest
bırakılmıştı.
Nazım
Hikmet de 1959'da; "Eli kolu zincirlere
vurulmuş,/ Vatan çırılçıplak yere serilmiş,/ Oturmuş göğsüne Teksaslı çavuş./
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?/ Günü gelir çark düzüne çevrilir,/ Günü gelir
hesabınız görülür./ Günü gelir sualiniz sorulur:/ Beyler bu vatana nasıl
kıydınız?" diyordu.
Otosan
1959 yılında Ford-Koç ortaklığıyla kuruldu. 1959 yılında uçak
üretimini durduran MKEK Etimesgut Uçak Fabrikası, bu tarihten sonra yedek parça
üretmeye başladı. Hürkuş
Hava Yolları'nın uçakları, Devlet Hava Yolları'nın kendisine rakip olarak
görmesiyle ortaya çıkan çeşitli güçlükler, kazalar ve sabotajlar sonucunda,
1959'da uçuştan men edildi. Yeşilköy Havacılık Müzesinde sergilenmekte olan
TC-ERK, Vecihi Hürkuş‘un kullandığı son uçaktı.

Türkiye'de kişi başına düşen kağıt miktarı 1949
yılında 1,8 kg iken, 1959 yılında 6 kg oldu. 1959'da kişi başına düşen kağıt
miktarı ABD’de 180, İsveç’te 91, Hollanda’da 64, Fransa’da 48, Yunanistan’da
ise 8 kg idi. 1959
yılı sonlarında Türkiye’de, 18 petrol arama şirketinin 16’sı ABD’li, diğer
ikisi ise Alman ve Felemenk’ti (Hollanda/Belçika/Kuzeydoğu Fransa).
Necmettin
Erbakan öncülüğünde ve hükümet desteğinde, 300 ortaklı olarak 26 Ocak 1956'da
kurulan Gümüş Motor Fabrikası (Pancar Motor) 1960 Mart'ında 250 çalışanıyla ve
tamamen yerli imkanlarla Türkiye'de ilk kez tarımsal sulamada ve teknelerde
kullanılmak üzere tek ve iki silindirli dizel motorların seri üretimine geçti,
derin kuyu pompaları üreterek Devlet Su İşleri'nin verdiği siparişleri
karşıladı.
Türkiye'nin
dış borcu 1950-1960 arasında 13 kat arttı. Başbakan Adnan Menderes 1960
Nisan'ında, Sovyetler'den sağlanacak para yardımı için temmuzda Moskova'ya
gideceğini açıkladı. ABD kendisine danışılmadan Moskova ile diyaloga
girilmesinden rahatsız oldu.

Vatan
Cephesi adıyla kitlesel bir örgütlenme hareketi başlatan ve buna katılmayanlara
siyasi baskılar yapan hükümet, 18 Nisan 1960'ta CHP ve Bir Kısım Basının
Faaliyetlerini Tahkike Memur Meclis Tahkikat Encümeninin Kurulması Hakkında
Kanunu çıkarttı. Tahkikat Komisyonu partilerin tüm etkinliklerini, komisyon
faaliyetleriyle ilgili yayınları ve Meclis'te komisyonla ilgili görüşmeleri ve
bunlar hakkındaki yayınları yasakladı. 18 Nisan’da
konulan yasakların Meclis'te görüşmeleri sırasında İsmet İnönü yaptığı konuşmada, "Eğer bir
idare insan haklarını tanımaz, baskı rejimi kurarsa, o memlekette ihtilal her
durumda olur. Böyle bir ihtilal, dışımızda, bizimle ilişkisi olmayanlar
tarafından yapılacaktır" dedi. 27 Nisan'da
Komisyona, her türlü yayını yasaklama, basımevini kapatma, her türlü siyasal
etkinliğe yönelik önlem ve karar alma gibi yeni olağanüstü yetkiler tanındı.
28
Nisan 1960'ta tepki olarak gelişen gösterilerde 2 öğrenci öldü, ardından
sıkıyönetim ilan edildi.
1
Mayıs 1960'ta Sovyetler Birliği toprakları üzerinde casusluk uçuşu yapmak üzere
İncirlik üssünden havalanan bir Amerikan U–2 uçağı Sovyetler tarafından
düşürüldü. 7 Mayıs 1960’ta Kruşçev, Sovyetler
Birliği’ne karşı Amerikan çıkarları için İncirlik Üssü’nün kullanılmasına izin
veren Türkiye’nin suç ortağı olduğunu söyledi. Kara Harp Okulu öğrencileri
iktidar partisi aleyhine 21 Mayıs 1960 günü bir yürüyüş yaptı.

27
Mayıs 1960'ta 38 üyeli Milli Birlik Komitesi Türk Silahlı Kuvvetleri adına, bir
askeri darbe ile yönetime el koydu. DP'nin ülkeyi bir baskı rejimine ve kardeş
kavgasına götürmekte olması ve laikliğe aykırı davranması darbenin gerekçeleri
arasında gösterildi. Cumhurbaşkanı, Başbakan, TBMM Başkanı, Bakanlar Kurulu
üyeleri, DP milletvekilleri ve yöneticileri, Genelkurmay Başkanı ve bazı yüksek
rütbeli subaylar tutuklandı, dört binin üzerinde subay emekliye sevk edildi. Doğan Avcıoğlu Türkiye’nin Düzeni kitabında CIA’nın 27 Mayıs
hazırlıklarından haberdar olduğu halde, darbe teşebbüsünü Menderes hükümetine
bildirmediğini yazdı.
27
Mayıs 1960 askeri darbesinde, "Atatürk'ün
tamamlayamadığı" diye nitelendirdikleri reformları uygulamak isteyen Alparslan
Türkeş, Orhan Kabibay ve Orhan Erkanlı'nın başını çektiği 14 Milli Birlik
Komitesi (MBK) üyesi, seçimlerin bir an önce yapılarak, yönetimin sivillere
devredilmesi düşüncesinde olan Cemal Madanoğlu grubu tarafından
etkisizleştirildi; 13 Kasım 1960'ta MBK feshedildi;
Türkeş Hindistan'a, diğerleri farklı ülkelere, yurtdışı görevine, sürgüne
gönderildi.
1960
yılında bir Amerikan doları 9 liraydı. 1960'ta
Türkiye'deki traktör sayısı 43 bin 747, biçerdöver sayısı ise 6 bin 72'ydi;
ihracatın ithalatı karşılama oranı ise %68,5 oldu. Türkiye’de 1960 yılında araç
sayısı 100 bini geçiyordu. Türkiye'de 1960'ta kullanılan petrol 1 155 bin
tondu. Türkiye'de zeytin ağacı sayısı 1960'ta 55 milyondu; zeytinyağı üretimi
ise 79 bin tondu, Türkiye bununla Fransa, İtalya ve Yunanistan'ın gerisindeydi.
1960'ta Otosan F-600 (Ford) üretimine başladı.