14 Mayıs 1950 Milletvekili Genel Seçimleri'nde DP iktidar oldu. Türkiye'nin Mayıs 1950'de, çoğu Amerika'ya olan 12 milyon dolar borcu vardı.
ABD'nin
"Türkiye'nin Bugünkü Ekonomik
Durumunun Eleştirisi" başlığıyla 1950'de kaleme aldırdığı Thornburg
Raporu'nda Atatürk dönemi ekonomik uygulamaları eleştiriliyor, Türkiye'nin
ağır sanayi kurma girişimlerine, makine, uçak ve dizel motoru yapımı
projelerine kesin bir biçimde karşı çıkılıyor, Karabük Demir Çelik tesislerinin
kapatılması ve Sivas'ta 125 lokomotif imal edecek dizel motor fabrikası kurma
projesinin durdurulmasını, denizyolu taşımacılığının teşvik edilmemesini
istiyordu. Raporda devletçiliğin sonlandırılması, liberal uygulamalara
geçilmesi, hızlı ve planlı sanayileşme anlayışının terk edilmesi, karayolu
ulaşımına öncelik verilmesi, tarımsal üretim tekniklerinin geliştirilmesi,
tarımsal üretimi arttıracak tedbirlerin alınması, ağır sanayi yerine halkın
ihtiyaçlarını karşılayacak alanlara yönelinmesi, ithal ikameci politikaların
kaldırılması, sermayenin ülkede üretilmeyen malların ithaline aktarılması,
halkın temel ihtiyaçları karşılanıncaya kadar kimya, makine, kağıt ve selüloz
gibi sektörlere girilmemesi, yabancı sermayenin ülkeye girişinin serbest bırakılması
gerektiği, enerji üretimine ve traktör fabrikası kurmaya gerek olmadığı,
ithalinin daha karlı olduğu şeklinde görüşlere yer veriliyordu. Atatürk
döneminde, 1933'te uygun bulunmayan Dorr Raporu'yla aynı anlayışa sahip
Thornburg Raporu uygun bulunup, uygulamaya kondu.
Türkiye,
NATO üyeliğini garantileyeceği
düşüncesiyle, 25
Temmuz 1950'de Kore Savaşı için 4500 kişilik askeri bir birliğini Birleşmiş
Milletler emrine verdi ve 1
Ağustos 1950’de, NATO üyeliği için ikinci kez resmi başvurusunu yaptı, ancak
Eylül 1950'de yine reddedildi. Düşman tarafından sarılmış ve yok edilmek üzere
olan ABD’nin 8. Ordusu Kasım 1950 Kunuri Savaşı'nda 741 şehit, 2 bin 68 yaralı
ve 705 kayıp ve esir veren Türk Tugayı sayesinde geri çekilebildi. ABD
Dışişleri Bakanı John Dulles Kore Savaşı sırasında, "En ucuz askeri Türkiye'den temin ediyoruz, Türk askerinin
maliyeti 23 cente denk geliyor" dedi.
8 Aralık 1950'de Heybeliada Ruhban
Okulu yüksek okul haline getirildi ve yabancı öğrenci alabileceği karara
bağlandı.
1950 yılının sonunda ABD Türkiye’nin
asker, polis ve gizli servisini yönetmek için kurduğu Yardım Misyonları (AMAT)
ve Ortak Askeri Yardım Grupları (JAMMAT) adlı kuruluşlarda çalışmak üzere
ABD’den 1200 personel getirdi.
1950'de Kayseri Uçak Fabrikası, yerli imkanlarla çeşitli askeri araç ve aletler üretilmek üzere Hava İkmal ve Bakım Merkezi'ne dönüştürüldü. Avrupa'nın en büyüğü olan Ankara Rüzgar Tüneli (ART) 1950'de kullanıma hazır hale getirildi, ancak çalıştırılmadı. 1950 yılında THK-15 eğitim uçağından 60 adet üretildi; 263,4 milyon dolarlık dışsatıma karşılık 285,7 milyon dolarlık dışalım yapıldı; ihracatın ithalatı karşılama oranı %92,2'ydi; ABD yardımı hibe hariç 48,7 milyon dolar olarak gerçekleşti; Türkiye'deki traktör sayısı 16 bin 600'ü buldu; Zonguldak'ta Komünizmle Mücadele Derneği kuruldu.
1948-1951 yılları arasında dış
yardım ve hibeler nedeniyle Milli Müdafaa Vekaleti’nden yeterli sipariş
alamayan THK Gazi Uçak Motor Fabrikası'nda 30 adet İngiliz De Havilland Gipsy
Major 10 motor montajı, Şükrü Er ve ekibi tarafından beşer adet 5 ve 10 beygir
gücünde, Türkiye’nin ilk yerli KM-5 ve KM-10 benzin motorları ve bunlarla
birlikte çalışacak santrifüj pompalar, dişli otomobil parçaları, mil, taşlama
ve maden ocakları için redaktör, yol tesviye makineleri, 500 adet 10
atmosferlik sıhhi tesisat baterisi, greyder, musluk, piston, kuyu tulumbası, yedek
parça ve malzeme üretimi, ayrıca motor ve traktör onarımları yapıldı.
Gipsy Major motorlarının denemelerinin Etimesgut Uçak Fabrikası'ndaki test merkezinde yapılması mümkün iken, Motor Fabrikası'nın kendi test merkezinin (bremzesinin) yapılması beklendi; aynı dönemde Yunanistan küçük atölyelerde yılda 11 000 Johnson santrifüj pompası yaparak Orta Doğu’da piyasayı ele geçirdi.
1945-1952 döneminde ABD'nin hibe dahil
Türkiye'ye toplam yardımı 343 milyon doları buldu. 1946-1952 yılları arasında
1905 adet kullanılmış Amerikan uçağı satın alındı. Bunların 850'si F-84'tü. 1948-1952 yıllarında ABD'den 175
milyon doları doğrudan, 176 milyon doları dolaylı olmak üzere toplam 351 milyon
dolar kredi
aldı. Doğrudan krediler genellikle ABD’den yapılan ithalatın finansmanında kullanıldı.
1948’de 58 bin ton olan pamuk üretimi 1952’de 170 bin tona ulaştı. Türkiye’de
1948-1952 döneminde tahıl üretimi % 37 oranında arttı.
Marshall
Planı'yla ABD’nin üretim fazlasına pazar yaratılmış oldu. 1948-1952 yılları
arasında ABD'nin uçak, uçak motoru, tank, obüs ve yedek parçalarını vermesi,
THK Etimesgut Uçak ve Gazi Motor Fabrikalarının üretim faaliyetlerini yapamaz
hale getirdi. THK Etimesgut Uçak Fabrikası’nda tek bir adet bile savaş uçağı
üretilemedi; fabrikalar milli bütçeye fazladan yük oluşturdu.
NATO’ya üye olmadan önce, 7 Ocak
1952 tarihinde ABD ile imzalanan Ortak Güvenlik Anlaşması'nın 2/d maddesi ile
Türkiye "ABD’nin dahil bulunduğu çok taraflı veya iki taraflı Anlaşmalar
ile üstlendiği askerî mükellefiyetleri yerine getirmeyi kabul etmiştir. Aynı
anlaşmanın 2/e maddesi ise Türkiye’nin savunma kapasitesini artırmak için
gerekli olabilecek bütün tedbirleri almasını öngörmektedir. Böylelikle Türkiye
daha NATO’ya girmeden ABD’nin de dahil olduğu çok taraflı anlaşmaların
gerektirdiği askerî yükümlülükleri yerine getirme, girişimleri destekleme ve
yardım etme mükellefiyeti altına girmiştir.
ABD'nin girişimleriyle, Türkiye ve Yunanistan resmen NATO üyesi oldu. TBMM 18 Şubat 1952'de NATO'ya girişi onayladı.
18/20 Haziran 1952'de THK Etimesgut Uçak ve Gazi Motor Fabrikaları Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumuna (MKEK) devredildi. Nuri Demirağ'ın Yeşilköy'deki pist ve binaları 1952’de kapatıldı; uçaklar hurdacıya satıldı.
ABD yardımı hibe hariç 1952'de 86,3 milyon dolar olarak gerçekleşti. ABD’nin alıcısı olduğu krom üretimi 1952’de 180 bin tona çıktı. 1952'de Türkiye'deki traktör sayısı 31 bin 415, biçerdöver sayısı ise 3 bin 322 oldu. 1952'de Dünya Bankası tarafından hazırlatılıp yayımlanan Barker Raporu'nda önceliğin tarım sektörü ve karayolu yapımına verilmesi, uçak-motor fabrikası gibi yatırımlardan uzak durulması, sanayileşmede tarım ürünleri işleme, gıdasal ürünleri üretme, hafif makineler, basit aletler, soba, pulluk, metal saban, çekiç, testere, basit pompa, inşaat malzemeleri, deri, mobilya ve ağaç işleri, sabun, aşı, böcek ilacı, seramik çömlek ve köy zanaat endüstrisi gibi hafif sanayi ürünlerine yönelinmesi, ağır makine ve metal işleri, ağır kimya sanayisi, selüloz ve kağıt endüstrisi gibi alanlardan, yeni demiryolu yapımından kaçınılması, devletçilikten vazgeçilmesi, devlet kuruluşlarının özel sektöre devredilmesi isteniyordu.
Diğer
ABD'li heyet raporlarında ise, farklı olarak, merkeziyetçi yönetim anlayışının
terk edilerek yerel yönetimlere ağırlık verilmesi ve kamu personeli sayısının
azaltılması öneriliyordu. Amerikalı uzman heyetlerinin raporlarına göre, II. Dünya
Savaşı'ndan harap ve yıkık biçimde çıkan Avrupa'nın maden, gıda ve hammadde
ihtiyacını Türkiye karşılayacaktı. Türkiye yardımlarla tarım sektörünü
canlandıracak ve Avrupa'nın gıda ve hammadde deposu olacaktı. Böylece ABD ve
Avrupa'nın ekonomik ve siyasi egemenliği altına girecek olan Türkiye, uzun
yıllar boyunca yoğun emek sarf edip, düşük fiyatlarla satılan ürünleri ihraç
ederken, yüksek fiyat ve düşük emeğe dayalı teknolojik ürünleri ithal edecekti.
1952 yılı sona erdiğinde ABD, Türkiye’deki üs programını büyük ölçüde tamamlamıştı. Adana İncirlik, Afyon, Ankara Balgat, Balıkesir, Bandırma, Diyarbakır Pirinçlik, Eskişehir, İskenderun, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli Karamürsel, Malatya, Merzifon, Samsun, Sinop ve Trabzon’da yeni tesisler kurulmuş, varolanlar iyileştirilmiş, istihbarat toplama cihazları yerleştirilmiş, yakıt ve mühimmat depoları inşa edilmişti.
Çok değerli ve özet bilgiler,
YanıtlaSilÇok aydınlatıcı bilgiler..Teşekkürler 👍👋🙏
YanıtlaSil