1 Temmuz 2022 Cuma

Yerköprü Şelalesi “Suyun Mimarlığı” Sinan SEYDİOĞULLARI

Yerköprü Şelalesi

“Suyun Mimarlığı”

                                                                                  Sinan SEYDİOĞULLARI

                                                                                           Yazı, Harita ve Fotoğraflar

*Bu yazı ilk defa Ağustos 2004 tarihli Alanya Vizyon Dergisi'nde yayınlanmıştır.

                                  Bu defa, Alanya’dan yaklaşık 160 kilometre uzaklıkta bulunan Hadim Yerköprü Şelalesi’ni görmeye gidiyoruz. Gevne vadisinden gidip Bozkır üzerinden dönmeyi planlıyoruz.

Alanya-Hadim karayolunun 72. kilometresinde, yaklaşık 30 metreden Gevne çayına düşen Uçansu Şelalesi’ni geçiyoruz.

              Buralarda tek elle içilen suya doyum olmuyor. Yaylaların soğuk suyundan avuç avuç içesi geliyor insanın.

Alanya’dan yaklaşık 126 kilometre sonra Hadim’e ulaşıyoruz. Berika adlı eseri ve oğlu için yazdığı vasiyeti ile ünlü, fıkıh ve tasavvuf bilgini Muhammed Hadimi (1701-1762)’nin türbesini ziyaret ediyoruz. Hadim’den kuzeye doğru, 10. kilometrede bulunan benzin istasyonundan sağa, Kaplanlı’ya doğru dönüyoruz. Buradan şelale 24 kilometre uzaklıkta… Yol ayrımının 6. kilometresinde, sağ tarafta bulunan Hadim Göksuyu’nun oluşturduğu Aladağ Kanyonu bütün görkemi ve vahşiliğiyle büyülüyor bizi.

              Yol kenarında şahtere otu toplayan çocuklar görüyoruz. Yerköprüsü Şelalesi levhasından 300 metre kadar devam ediyor ve Göksu’nun dibe battığı yere geliyoruz. Anadolu’da sayıları yirmi civarında olan yerköprüler, kalkerli yapıdan dolayı akarsuların dibe batıp metreler hatta kilometreler sonra tekrar yeryüzüne çıkması sonucu oluşuyor.

Sağda kartal yuvası gibi duran, dağın tepesinde kurulu Çakallar Köyü dikkatimizi çekiyor. Bu dağın eteğinden çıkan Karasu Çayı’nın bileşimindeki kirecin deri hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor. Kireç değdiği her yeri kalkerle kaplamış. Yerköprü’nün oluşumunda ana etken bu Karasu Çayı. Hadim Göksuyu vadisinin yamaçları heyelan nedeniyle çöküyor ve Göksu’nun önünde doğal bir set oluşuyor. Göksu Nehri, heyelan malzemesinin tabanında bulduğu çatlakları genişletip Akdeniz’e doğru akışını sürdürürken, Karasu Çayı heyelan dolgusunun üzerinde, çatlaklarda çökelttiği kireçtaşıyla Göksu’nun üzerinde bir doğal köprü oluşturuyor. Göksu Nehri yerin altında, Karasu Çayı ise onun üstünde 500-600 metrelik bir mesafeyi birlikte katediyorlar. 










Üstteki Karasu Çayı, bu mesafenin sonunda şelale yaparak, 15-20 metre yükseklikten Göksu’nun üzerine düşüyor. İşte suyun mimarlığı…

                Suların kavuştuğu yerde, şelalenin uğultusuna ancak bir süre geçtikten sonra alışabiliyoruz. Şelalenin yosunlarla kaplı dik yamaçlarında fotoğraf çekmeye çalışıyorum.

            Artık dönüş zamanı… Burada 1000 metre rakımlı olan Göksü vadisi üzüm bağlarıyla da ünlü… Hadim’den 46 kilometre sonra vardığımız Bozkır’ın ortasından çay akıyor. Dere beldesinde Çarşamba Suyu’yla çalışan tahin değirmenine uğruyoruz. Sonra Kuruçay’ı ve Bozkır’ın yaylalarını geçiyoruz. Sol yanımızda Toroslar'ın yüksek yaylaları uzanıyor.

Hava iyice kararıyor. Yol ıssız. Sadece, yaban hayvanlarının ormanın derinliklerinden gelen sesleri duyuluyor. Bozkır’dan 39 kilometre sonra Seydişehir yol ayrımındayız. Bundan sonra Tınaztepe’yi, Alacabel’i, Zomana’yı, Cevizli, Akseki ve İbradı yol ayrımlarını geçip bir buçuk saatlik bir yolla, iki bin metrelerden sıfır noktasına, Toroslar'dan Akdeniz’e iniyoruz. 

                                

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder